Söylediğini yapma yapabileceğini söyle atasözü müdür ?

Irem

New member
“Söylediğini Yapma, Yapabileceğini Söyle” Atasözü Üzerine Eleştirel Bir Bakış

Bir atasözü, halkın derin bilgeliğini, bazen bir kelimeyle, bazen de sadece bir bakışla anlatmaya çalışır. Ancak, her atasözü her zaman doğruyu yansıtmaz. “Söylediğini yapma, yapabileceğini söyle” atasözü de bu tür yanlış anlamaları ve yanıltıcı öğretileri barındıran bir örnektir. Bu atasözünün ardında yatan anlamı ve ona dair toplumsal yansımaları ele almak, aslında sadece bir dildeki yanlış anlaşılmalara değil, bir bakıma toplumun geneline yayılan daha derin sosyo-kültürel meseleleri de açığa çıkarıyor.

Atasözünün Temel Anlamı: Sözle İş Yapmak mı, Eylemle mi?

Bu atasözü, söz ve eylem arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir bakış açısına sahiptir. Atasözünün anlamı, temelde sözde durmanın ve fazla konuşmanın bir tehlike oluşturabileceğini ima eder. Ancak bununla birlikte, yapılan işin ve alınan sonuçların, yapılan açıklamalardan daha değerli olduğu görüşünü savunur. “Söylediğini yapma” kısmı, çoğunlukla gereksiz, hatta zaman kaybı olan açıklamaların yapılmasına karşı bir eleştiri olarak düşünülebilir. Burada önemli olanın, kişinin söyleyeceği şeyden daha çok, ne yaptığına ve bunu ne şekilde yaptığını açıklayabilmesine odaklanmak olduğu anlatılmak istenir.

Peki, bu atasözü gerçekten doğru bir yaklaşımı savunuyor mu, yoksa sadece toplumu sözde liderlik eden kişilere daha fazla yer açmak için mi kullanılıyor? Birçok durumda, “Söylediğini yapma” sözü, “Ne söylediklerine bakma, ne yaptıklarına bak” düşüncesinin bir yansıması olarak, toplumda duygu ve empatiyi küçümseyen bir tutuma dönüşebilir.

Erkekler ve Kadınlar Arasındaki Perspektif Farklılıkları

Erkeklerin daha stratejik, çözüm odaklı yaklaşımlar sergileyip kadınların ise empatik ve ilişkisel yönlerini ön planda tutmaları, bu atasözünün anlamının farklı şekillerde yorumlanmasına yol açar. Erkeklerin, özellikle iş ve profesyonel yaşamda, "yapabileceğini söyleme, sadece sonucu göster" yaklaşımını benimsemesi beklenir. Çünkü toplumsal normlar, başarıyı, somut sonuçlar üzerinden ölçer. Erkekler genellikle, konuşmalarını minimize ederek, işlerin ve projelerin sonunda somut bir sonuç göstererek değer kazanırlar. Bir erkeğin söyleyeceklerinden çok, yaptığı işin gücü ve değeri öne çıkar. Bu bakış açısı, ona göre “Söylediğini yapma” düşüncesinin bir yansıması olarak şekillenebilir.

Kadınlar içinse bu durum daha farklı işler. Kadınlar daha çok empatik bir şekilde ve toplumsal bağlamda hareket ederler. Söz, kadınların ilişkisel bağlarını güçlendirmek ve başkalarına kendilerini ifade edebilmek için önemli bir araçtır. Bir kadının söylediği şeyler, çoğu zaman eylemden önce gelir çünkü toplumsal olarak, onların iletişim becerileri ve duygusal zekaları daha çok öne çıkar. Ancak burada önemli bir eleştiri noktası şudur: Atasözündeki “Söylediğini yapma” öğesi, kadınların da duygusal zekalarının, toplumda yalnızca bir arka plan olarak görülmesine yol açabilir. Bu bakış açısının doğru olduğu söylenemez. Duygusal zeka ve ilişkilerdeki güç, her zaman bir eylem değildir, bazen doğru sözcükler de durumu değiştirebilir.

Söylediğini Yapma, Yapabileceğini Söyle Anlayışı Çalışma Hayatına Ne Katkı Sağlar?

Çalışma hayatında ise bu atasözü, bazen sadece sözel anlamda güçlü olan kişilere karşı bir ayrımcılık yaratabilir. Gerçek anlamda etkili olan kişi, her zaman en çok konuşan değil, doğru stratejiler geliştirebilen ve bunları düzgün bir şekilde eyleme dökebilen kişidir. Ancak, “Yapabileceğini söyle” yaklaşımı, işi sadece kelimelerle yürütmek isteyen insanları yüceltirken, daha somut ve eylemsel çözümler sunan kişileri gölgede bırakabilir. Bu durum, ekip çalışmalarında stratejilerin yeterince önemsenmemesi, yalnızca hararetli konuşmaların dikkate alınması gibi yanılgılara yol açabilir.

Çalışma ortamlarında erkeklerin daha fazla stratejik düşünmeleri, kadınların ise empatik ve ilişki odaklı çalışmaları, toplumsal cinsiyet rollerinin bu tür atasözlerine nasıl etki ettiğini gözler önüne seriyor. Kadınların doğru ifade yeteneği, genellikle bir zayıflık olarak görülürken, erkeklerin güçlü ve karar verici olarak konuşmaları daha fazla değer bulur. “Söylediğini yapma” düşüncesi, bu toplumsal baskıları artırır. Kadınların sesini duyurabilmesi, erkeklerin ise somut eylemleriyle değer bulabilmesi için toplumun daha sağlıklı bir anlayışa yönelmesi gerekmektedir.

Bir Toplumun Dilinde Geçen Atasözleri ve Kadın-Erkek İlişkisi

Atasözlerinin çoğu, halkın genel düşünce yapısını yansıtır. Bu, dilin bir yansımasıdır ve toplumun ne düşündüğünü gösterir. Ancak, bu tür kalıplar bazen toplumda derinlemesine analiz edilmeden kabul edilir. Özellikle, kadınların daha çok duygusal ve empatik olduğu, erkeklerin ise pratik ve somut olduğu algısı, bu tür atasözleriyle pekişir. Bu atasözü, duygusal zekanın ya da ilişki becerilerinin önemsizleşmesi, sadece somut sonuçların ve uygulamalı çözümlerin yücellenmesi gibi olumsuz etkilere yol açabilir.

Bununla birlikte, her toplumda olduğu gibi, ataerkil düşünceleri savunmak bir anlamda bu tür atasözlerinin içeriğiyle de bağlantılıdır. Sözde liderlik anlayışının, çoğunlukla “yapabileceğini söyle” ve “gerçek sonuçları göster” gibi yaklaşım içinde şekillendiğini görebiliriz. Bu, bir kadının toplumsal olarak gücünü belirli sınırlar içinde hissetmesine neden olabilir. Peki, bu atasözü, kadınların güçlü olabilmesi için gereken bir değişimin önünde engel mi yoksa güçlü bir strateji olarak mı görülmeli?

Forum Tartışması: Söylediğini Yapma, Yapabileceğini Söyle’yi Nasıl Yorumluyorsunuz?

Herkese merhaba, bu atasözü üzerine düşünceleriniz neler? Kadın ve erkeklerin toplumsal rollerindeki farklılıklar, bu tür atasözlerinin anlamını ne kadar etkiler? Erkekler için “yapabileceğini söyle” yaklaşımı mı daha faydalıdır yoksa kadınlar için “söylediğini yapma” mı daha doğru bir yaklaşımdır? Bu atasözü, ilişkisel becerileri ve duygusal zekayı nasıl şekillendirir? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.