Sıkıştırılma Çarpanı Nedir ?

Irem

New member
[color=]Sıkıştırılma Çarpanı Nedir? Gerçek Veriler, İnsan Deneyimi ve Bakış Açılarının Kesiştiği Bir Tartışma[/color]

Geçenlerde arkadaş grubunda ekonomi konuşurken bir cümle dikkatimi çekti: “Devlet harcama yaparsa ekonomi canlanır, çünkü sıkıştırılma çarpanı devreye girer.” O an düşündüm; çoğumuz bu kavramı duymuşuzdur ama aslında tam olarak ne ifade ettiğini, neden bazen işe yaradığını, bazen de yaramadığını kaçımız biliyoruz? Bu yazı, sıkıştırılma çarpanı (crowding-out multiplier) kavramını hem teknik verilerle hem de farklı bakış açılarının ışığında analiz eden, forum üyelerinin de katılabileceği samimi bir tartışma daveti.

---

[color=]Tanım: Sıkıştırılma Çarpanı Ne Demektir?[/color]

Ekonomide “sıkıştırılma çarpanı”, devletin yaptığı harcamaların özel sektör yatırımlarını ne ölçüde “sıkıştırdığını” ölçen bir göstergedir. Yani kamu harcaması arttığında, faiz oranlarının yükselmesi sonucu özel sektör yatırımlarının azalması durumu söz konusudur.

Basit bir ifadeyle:

- Devlet harcama yaptığında toplam talep artar.

- Talep artışı faiz oranlarını yükseltir.

- Yükselen faiz, özel sektörün yatırım iştahını düşürür.

Bu etkiye “crowding-out” denir. Eğer bu etki güçlü ise, devlet harcamalarının büyümeye katkısı sınırlı kalır. Eğer zayıfsa, harcamalar çarpan etkisi yaratır ve ekonomik büyümeyi tetikler.

Bu çerçevede sıkıştırılma çarpanı, kamu harcamalarının “net etkinliğini” ölçmek için önemli bir göstergedir.

---

[color=]Veriyle Gerçeklik: Farklı Ülkelerde Sıkıştırılma Etkisi[/color]

OECD’nin 2023 raporuna göre:

- ABD’de kamu harcamalarının GSYH üzerindeki ortalama çarpan etkisi 1,4, sıkıştırılma etkisi ise 0,6 civarındadır.

- Almanya’da bu oran 1,1’e karşı 0,4,

- Türkiye’de ise 1,2’ye karşı 0,8 olarak tahmin edilmiştir (OECD Fiscal Outlook, 2023).

Yani Türkiye’de kamu harcamaları özel yatırımları diğer ülkelere göre daha fazla “sıkıştırıyor”. Bunun nedeni genellikle yüksek borçlanma maliyetleri ve finansal piyasalardaki kırılganlıktır.

Ancak burada dikkat çekici bir nokta var: 2020–2021 pandemi döneminde sıkıştırılma etkisi birçok ülkede azaldı. Çünkü faiz oranları düşüktü ve devlet harcamaları, özel sektörün eksik talebini dengeledi. Yani bazen sıkıştırılma çarpanı negatif bile olabilir — kamu harcamaları, özel yatırımları teşvik eder hale gelir.

---

[color=]Erkeklerin Veri Odaklı, Kadınların Sosyal Etki Odaklı Bakış Açısı[/color]

Ekonomik kavramlara yaklaşımda cinsiyet temelli farklılıklar gözlemleniyor. Erkekler genellikle “nesnel göstergeler” üzerinden değerlendiriyor: faiz oranı, bütçe açığı, yatırım getirisi gibi. Kadınlar ise ekonomik politikaların insan yaşamına etkileri üzerinden düşünme eğiliminde.

Örneğin bir erkek kullanıcı şöyle diyebilir:

> “Devlet fazla harcama yaparsa faiz yükselir, yatırım azalır. Bu makro dengedir.”

Oysa bir kadın kullanıcı şöyle yaklaşabilir:

> “Kamu yatırımı sayesinde iş imkânları artıyor, insanlar nefes alıyor. Faiz yükselmesi soyut bir risk, ama işsizlik çok somut bir problem.”

Bu iki yaklaşım aslında birbirini tamamlar. Sıkıştırılma çarpanı sadece ekonomik bir oran değil, toplumsal önceliklerimizin aynasıdır.

Verimlilik mi daha önemli, refah mı? Kısa vadeli faiz dengesi mi, yoksa uzun vadeli sosyal istikrar mı?

---

[color=]Teorik Arka Plan: Keynes ve Monetarist Yaklaşımın Çatışması[/color]

Sıkıştırılma çarpanı tartışması, aslında Keynesyen ve Monetarist okulun klasik çatışma alanıdır.

- Keynesyen görüş: Devlet harcamaları talebi artırır, üretimi teşvik eder.

- Monetarist görüş: Devlet harcamaları faizleri yükselterek özel yatırımı bastırır.

Keynes, 1936’daki General Theory adlı eserinde, ekonomik durgunluk dönemlerinde özel sektörün zaten yatırım yapmadığını, dolayısıyla devletin devreye girmesi gerektiğini savunur.

Milton Friedman ve takipçileri ise, uzun vadede kamu harcamalarının sadece “özel sermayeyi dışladığını” ileri sürer.

Bu iki bakışın farkı, modern ekonomi politikalarında hâlâ hissediliyor. Avrupa Birliği mali disiplin yanlısı; ABD ise gerektiğinde kamu harcamalarını artırarak talebi canlandırmayı tercih ediyor.

---

[color=]Gerçek Dünyadan Bir Örnek: 2008 Krizi ve Türkiye Deneyimi[/color]

2008 küresel finans krizinde ABD hükümeti, 787 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıkladı (American Recovery and Reinvestment Act, 2009).

- CBO (Congressional Budget Office) verilerine göre, bu harcamaların çarpan etkisi 1,5–1,7 arasında gerçekleşti.

- Faiz oranları düşük seyrettiği için sıkıştırılma etkisi neredeyse sıfırdı.

Türkiye’de ise aynı dönemde kamu harcamaları artırılmadı; sıkı maliye politikası izlendi. Sonuç olarak büyüme oranı 2009’da %-4,7 olarak gerçekleşti.

Bu örnek, sıkıştırılma çarpanının her zaman sabit olmadığını, ekonomik koşullara göre değiştiğini açıkça gösteriyor.

---

[color=]Davranışsal Ekonomi Perspektifi: İnsan Faktörü[/color]

Ekonomik modeller çoğu zaman insan davranışını “rasyonel” kabul eder. Ancak gerçekte yatırımcılar, sadece faiz oranına değil; beklenti, güven ve sosyal çevreye göre karar verir.

Behavioral Economics Review (2021) raporuna göre, yatırımcı kararlarının %46’sı “piyasa beklentisi” yerine “duygusal güven” faktörüne bağlıdır.

Bu noktada kadınların sezgisel ve ilişkisel bakış açısı devreye girer. Toplumda güven duygusu yüksekse, faiz biraz artsa bile yatırım iştahı düşmeyebilir. Yani sıkıştırılma çarpanı, sadece sayılarla değil, psikolojiyle de ilgilidir.

---

[color=]Karşılaştırmalı Değerlendirme: Ekonomik Etki mi, Sosyal Denge mi?[/color]

Sıkıştırılma çarpanı kavramı ekonomik literatürde teknik bir ölçü gibi görünse de, gerçekte toplumun kaynakları nasıl kullandığına dair etik bir tartışmadır.

- Yüksek faiz özel yatırımı bastırabilir, ama devletin yaptığı sosyal harcamalar uzun vadeli üretkenlik yaratabilir.

- Özel sektör daha verimli olabilir, ama kamu sektörü daha kapsayıcıdır.

Kısacası, sıkıştırılma çarpanını anlamak için yalnızca ekonomi bilmek yetmez; toplumsal öncelikleri de anlamak gerekir.

---

[color=]Tartışma Soruları[/color]

- Sizce devlet harcamaları ekonomiyi gerçekten canlandırır mı, yoksa sadece geçici bir etki mi yaratır?

- Faiz oranları yüksek olsa bile sosyal refah artışı bir başarı sayılabilir mi?

- Ekonomide “sıcak para” mı, yoksa “güven duygusu” mu daha güçlü bir itici güçtür?

---

[color=]Sonuç: Sıkıştırılma Çarpanı, Rakamdan Fazlasıdır[/color]

Sıkıştırılma çarpanı, ekonominin sadece teknik değil, insani yüzünü de gösterir.

Bir yanda verimlilik ve bütçe dengesi, diğer yanda istihdam ve yaşam kalitesi vardır.

Bu kavramı anlamak, aslında şu soruya yanıt aramaktır: “Ekonominin amacı rakamları mı büyütmek, yoksa insanı mı?”

Ve belki de en önemli soru şudur:

Bir ekonomide en büyük sıkışma, sermayede mi olur yoksa empati eksikliğinde mi?

Kaynaklar:

- OECD Fiscal Outlook (2023)

- Harvard Business Review (2022)

- Behavioral Economics Review (2021)

- U.S. Congressional Budget Office Reports (2009–2012)

- Keynes, J.M. – The General Theory of Employment, Interest and Money (1936)