Deniz
New member
Koni Ne Demek Trabzon? Bir Hikâyenin Ardından...
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle içimde bir süredir dönüp duran bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Trabzon’da geçen, kelimelerin sadece anlamını değil, duygusunu da öğreten bir hikâye bu. “Koni” kelimesi üzerine… Basit gibi görünen ama derinlerinde bambaşka anlamlar barındıran bir kelime. Trabzon’un o hırçın rüzgârı gibi, sert ama içi sıcacık bir sözcük.
Birçoğunuz bilirsiniz, Karadeniz insanının dili ayrı, gönlü ayrıdır. “Koni” kelimesi de o gönül dilinin bir parçası. Dışarıdan gelen biri ilk duyduğunda anlam veremez, ama biraz kalır, biraz dinlerse, “koni”nin aslında bir sesleniş, bir sahipleniş, bir duygunun adıdır.
---
Bir Akşamüstü Trabzon Sahilinde
O gün hava biraz pusluydu. Deniz köpürüyor, martılar rüzgârla inatlaşıyordu. Mehmet, sahildeki çay bahçesinde elinde ince belli bardağıyla oturmuş, denizi seyrediyordu. Yanına Zeynep geldi.
“Yine daldın denize,” dedi hafif bir tebessümle.
Mehmet başını kaldırmadan cevap verdi: “Deniz değil Zeynep, düşüncelerim bu aralar fazla derin.”
Zeynep gülümsedi. “Senin düşüncelerin hep strateji dolu zaten. Şu hayatta bir plan yapmadan nefes bile almıyorsun.”
Mehmet, gözlerini denizden ayırmadan bir yudum çay aldı. “Biri plan yapmazsa, diğeri nasıl güvende olacak?”
İşte o anda Zeynep sustu. Çünkü Mehmet’in sözü, her ne kadar düz bir cümle gibi görünse de, içinde bir sevgi, bir koruma isteği vardı. Kadınlar böyle sözleri hemen hisseder, erkeklerse o duyguyu anlatmak yerine eyleme dökerdi.
---
“Koni”nin Duygusu
Zeynep o sırada bir çocuk sesi duydu: “Koni, koni!”
Dönüp baktı, iki küçük çocuk top oynuyordu. Diğeri bağırıyordu: “Koni, topu bana at koni!”
Mehmet hafif gülümsedi, “Bak işte, Trabzon’un en meşhur kelimesi bu.”
Zeynep merakla sordu: “Ama ne demek koni?”
Mehmet, hafifçe başını eğdi. “Koni, bizde kardeş, dost, arkadaş demektir. Ama öyle kuru bir arkadaşlık değil… içinde vefa, sevgi, koruma duygusu vardır. Bazen de sitemdir, bazen özlemdir.”
Zeynep bir an sustu, sonra mırıldandı: “Yani birine ‘koni’ diyorsan, aslında ‘sen benim canımsın’ demiş oluyorsun.”
Mehmet gülümsedi: “Aynen öyle. Bizde duygular kelimeye değil, tona saklanır. ‘Koni’yi nasıl söylediğine bağlı.”
---
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Kalbi
Zeynep düşündü. Kadınlar genelde duygularını doğrudan anlatırdı. “Üzüldüm” der, “özledim” der, “seviyorum” derdi. Ama Mehmet gibiler —planlı, ölçülü, sakin erkekler— duygularını davranışlara saklardı.
Bir gün tartıştıklarında, Zeynep ağlayarak “Sen hiç beni anlamıyorsun!” dediğinde, Mehmet sessizce kalkmış, ertesi sabah Zeynep’in arabasına yakıt alıp, camlarını silmişti.
Zeynep o zaman anlamıştı: Bu adam sözle değil, eylemle sever. Kadınlar kelimeleriyle sarılır, erkekler sessizliğiyle.
O yüzden “koni” kelimesi, Trabzon’un erkeklerinde bir tür duygusal strateji gibiydi. Söylenişi sertti, ama anlamı derindi. Bir “koni” diyerek bile, arkasında binlerce kelimenin yükünü taşırlardı.
---
Kavganın Ortasında Bir Kelime
Bir akşam araları bozuldu. Küçük bir şeyden kocaman bir tartışma çıktı.
“Sen hep aklınla konuşuyorsun Mehmet!” dedi Zeynep, gözleri dolmuştu.
Mehmet öfkeyle, “Sen de hep kalbinle karar veriyorsun!” diye çıkıştı.
Sessizlik…
Dakikalar geçti. Sonra Mehmet arkasını döndü, sesi titreyerek fısıldadı:
“Zeynep… Koni misin hâlâ?”
Zeynep’in kalbi bir an durdu. O kadar basit bir soru, ama o kadar büyük bir anlam…
Gözlerinden yaşlar süzülürken sadece başını salladı: “Her zaman.”
Ve o anda anladı ki “koni” sadece bir kelime değilmiş.
Sevginin, bağlılığın, sahiplenmenin, hatta affetmenin adıymış.
---
Koni, Bir Duygu Kültürü
Trabzon insanı duygularını yüksek sesle yaşamaz.
Bir “koni” der, o kelimeyle hem “kardeşim” der hem “canım” hem de “dikkat et kendine.”
Bu kelimenin anlamı, söylenişindeki tonda gizlidir.
Gülerek söylersen sevgidir, kızarak söylersen sitemdir, sessizce söylersen özlemdir.
Zeynep, artık her defasında Mehmet’in “koni” deyişinde başka bir anlam duymaya başlamıştı.
Bazen bir koruma, bazen bir uyarı, bazen bir “özledim.”
Ve sonunda fark etti:
Kadınlar kelimelerle anlatır, erkekler kelimeleri saklar.
Ama duygunun özü aynıydı; sadece ifade şekli farklıydı.
---
Forumdaşlara Sesleniş
Şimdi dönüp size sormak istiyorum, sevgili forumdaşlar…
Sizin de böyle kelimeleriniz var mı?
Sadece bir bölgeye ait gibi görünen ama aslında bir duyguyu taşıyan, bir yürek bağı kuran kelimeler?
Belki annenizin size dediği bir söz, belki sevdiğinizin fısıldadığı bir hitap…
Belki bir “koni”, belki bir “gardaş”, belki de sadece bir “canım.”
Ama eminim ki hepimizin hayatında, duyguların sessiz taşıyıcısı olan böyle kelimeler vardır.
Yorumlarda kendi “koni”lerinizi paylaşın.
Belki biz de birbirimizin kelimelerinde, duygularında buluşuruz.
Çünkü bazen bir kelime, bir ömür kadar derindir.
Ve “koni” gibi kelimeler, sadece Trabzon’da değil, kalbin en derin yerinde anlam bulur.
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle içimde bir süredir dönüp duran bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Trabzon’da geçen, kelimelerin sadece anlamını değil, duygusunu da öğreten bir hikâye bu. “Koni” kelimesi üzerine… Basit gibi görünen ama derinlerinde bambaşka anlamlar barındıran bir kelime. Trabzon’un o hırçın rüzgârı gibi, sert ama içi sıcacık bir sözcük.
Birçoğunuz bilirsiniz, Karadeniz insanının dili ayrı, gönlü ayrıdır. “Koni” kelimesi de o gönül dilinin bir parçası. Dışarıdan gelen biri ilk duyduğunda anlam veremez, ama biraz kalır, biraz dinlerse, “koni”nin aslında bir sesleniş, bir sahipleniş, bir duygunun adıdır.
---
Bir Akşamüstü Trabzon Sahilinde
O gün hava biraz pusluydu. Deniz köpürüyor, martılar rüzgârla inatlaşıyordu. Mehmet, sahildeki çay bahçesinde elinde ince belli bardağıyla oturmuş, denizi seyrediyordu. Yanına Zeynep geldi.
“Yine daldın denize,” dedi hafif bir tebessümle.
Mehmet başını kaldırmadan cevap verdi: “Deniz değil Zeynep, düşüncelerim bu aralar fazla derin.”
Zeynep gülümsedi. “Senin düşüncelerin hep strateji dolu zaten. Şu hayatta bir plan yapmadan nefes bile almıyorsun.”
Mehmet, gözlerini denizden ayırmadan bir yudum çay aldı. “Biri plan yapmazsa, diğeri nasıl güvende olacak?”
İşte o anda Zeynep sustu. Çünkü Mehmet’in sözü, her ne kadar düz bir cümle gibi görünse de, içinde bir sevgi, bir koruma isteği vardı. Kadınlar böyle sözleri hemen hisseder, erkeklerse o duyguyu anlatmak yerine eyleme dökerdi.
---
“Koni”nin Duygusu
Zeynep o sırada bir çocuk sesi duydu: “Koni, koni!”
Dönüp baktı, iki küçük çocuk top oynuyordu. Diğeri bağırıyordu: “Koni, topu bana at koni!”
Mehmet hafif gülümsedi, “Bak işte, Trabzon’un en meşhur kelimesi bu.”
Zeynep merakla sordu: “Ama ne demek koni?”
Mehmet, hafifçe başını eğdi. “Koni, bizde kardeş, dost, arkadaş demektir. Ama öyle kuru bir arkadaşlık değil… içinde vefa, sevgi, koruma duygusu vardır. Bazen de sitemdir, bazen özlemdir.”
Zeynep bir an sustu, sonra mırıldandı: “Yani birine ‘koni’ diyorsan, aslında ‘sen benim canımsın’ demiş oluyorsun.”
Mehmet gülümsedi: “Aynen öyle. Bizde duygular kelimeye değil, tona saklanır. ‘Koni’yi nasıl söylediğine bağlı.”
---
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Kalbi
Zeynep düşündü. Kadınlar genelde duygularını doğrudan anlatırdı. “Üzüldüm” der, “özledim” der, “seviyorum” derdi. Ama Mehmet gibiler —planlı, ölçülü, sakin erkekler— duygularını davranışlara saklardı.
Bir gün tartıştıklarında, Zeynep ağlayarak “Sen hiç beni anlamıyorsun!” dediğinde, Mehmet sessizce kalkmış, ertesi sabah Zeynep’in arabasına yakıt alıp, camlarını silmişti.
Zeynep o zaman anlamıştı: Bu adam sözle değil, eylemle sever. Kadınlar kelimeleriyle sarılır, erkekler sessizliğiyle.
O yüzden “koni” kelimesi, Trabzon’un erkeklerinde bir tür duygusal strateji gibiydi. Söylenişi sertti, ama anlamı derindi. Bir “koni” diyerek bile, arkasında binlerce kelimenin yükünü taşırlardı.
---
Kavganın Ortasında Bir Kelime
Bir akşam araları bozuldu. Küçük bir şeyden kocaman bir tartışma çıktı.
“Sen hep aklınla konuşuyorsun Mehmet!” dedi Zeynep, gözleri dolmuştu.
Mehmet öfkeyle, “Sen de hep kalbinle karar veriyorsun!” diye çıkıştı.
Sessizlik…
Dakikalar geçti. Sonra Mehmet arkasını döndü, sesi titreyerek fısıldadı:
“Zeynep… Koni misin hâlâ?”
Zeynep’in kalbi bir an durdu. O kadar basit bir soru, ama o kadar büyük bir anlam…
Gözlerinden yaşlar süzülürken sadece başını salladı: “Her zaman.”
Ve o anda anladı ki “koni” sadece bir kelime değilmiş.
Sevginin, bağlılığın, sahiplenmenin, hatta affetmenin adıymış.
---
Koni, Bir Duygu Kültürü
Trabzon insanı duygularını yüksek sesle yaşamaz.
Bir “koni” der, o kelimeyle hem “kardeşim” der hem “canım” hem de “dikkat et kendine.”
Bu kelimenin anlamı, söylenişindeki tonda gizlidir.
Gülerek söylersen sevgidir, kızarak söylersen sitemdir, sessizce söylersen özlemdir.
Zeynep, artık her defasında Mehmet’in “koni” deyişinde başka bir anlam duymaya başlamıştı.
Bazen bir koruma, bazen bir uyarı, bazen bir “özledim.”
Ve sonunda fark etti:
Kadınlar kelimelerle anlatır, erkekler kelimeleri saklar.
Ama duygunun özü aynıydı; sadece ifade şekli farklıydı.
---
Forumdaşlara Sesleniş
Şimdi dönüp size sormak istiyorum, sevgili forumdaşlar…
Sizin de böyle kelimeleriniz var mı?
Sadece bir bölgeye ait gibi görünen ama aslında bir duyguyu taşıyan, bir yürek bağı kuran kelimeler?
Belki annenizin size dediği bir söz, belki sevdiğinizin fısıldadığı bir hitap…
Belki bir “koni”, belki bir “gardaş”, belki de sadece bir “canım.”
Ama eminim ki hepimizin hayatında, duyguların sessiz taşıyıcısı olan böyle kelimeler vardır.
Yorumlarda kendi “koni”lerinizi paylaşın.
Belki biz de birbirimizin kelimelerinde, duygularında buluşuruz.
Çünkü bazen bir kelime, bir ömür kadar derindir.
Ve “koni” gibi kelimeler, sadece Trabzon’da değil, kalbin en derin yerinde anlam bulur.