Aşırı şişman kişilere ne denir ?

Deniz

New member
Aşırı Şişman Kişilere Ne Denir? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Çerçevesinde Bir Bakış

Bugün bir konuyu daha derinlemesine düşünmeye davet ediyorum sizleri. Hepimiz zaman zaman aşırı şişmanlık gibi bedenle ilgili kavramları duyuyoruz ve bu kavramların toplumda nasıl yerleştiğini, bireyleri nasıl etkilediğini hiç düşündük mü? Aşırı kilolu ya da obez olmak, sadece bireysel bir durum değil; toplumsal normlarla, kültürel değerlerle ve elbette eşitsizliklerle şekillenen bir kavramdır. Bedenin toplumsal algısı, insanları sadece fiziksel görünümleri üzerinden değerlendirmemize neden olabiliyor. Ancak bu değerlendirmeler ne kadar adil? Gelin, bu konuya daha geniş bir perspektiften bakalım ve toplumsal yapılarla bağlantılarını keşfedin.

Toplumsal Yapılar ve Bedene Yüklenen Anlamlar

Toplumlar, bedenleri sadece fiziksel varlık olarak değil, aynı zamanda sosyal bir anlam taşıyan, kimlik ve değer üzerinden şekillenen yapılar olarak değerlendirirler. Aşırı şişmanlık ya da obezite gibi terimler, toplumun estetik ve sağlık anlayışlarıyla sıkı sıkıya ilişkilidir. Bu kavramlar, özellikle kadınlar ve erkekler üzerinden daha çok tanımlanır ve bedenin görünüşü genellikle kişisel bir özellikten öte, toplumsal bir yargı alanına dönüşür.

Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler, bu algıları şekillendiren temel unsurlar arasında yer alır. Kadınlar, erkeklere göre bedenleri üzerinde daha fazla sosyal baskıya tabi tutulur. Bununla birlikte, ırk ve sınıf da bu baskının farklı biçimlerde karşımıza çıkmasına neden olabilir. Örneğin, Batı toplumlarında, özellikle Avrupa ve Amerika’da, ince olmak bir tür "başarı" simgesi olarak kabul edilir. Ancak, diğer kültürlerde fazla kilolu olmak, bereket ve zenginlik simgesi olarak görülebilir.

Kadınlar ve Toplumsal Baskılar: Empatik Bir Bakış

Kadınların bedenlerine yönelik toplumsal baskılar genellikle daha fazla duygusal ve psikolojik bir yük taşır. Çoğu toplumda, kadınların estetik değerleri üzerinden şekillenen bir güzellik anlayışı vardır ve bu da kadınların bedenlerine daha fazla odaklanmalarına neden olur. Özellikle kadınlar için fazla kilolu olmak, genellikle olumsuz bir algı yaratır. Toplumun "güzel" ve "çekici" kadın figürü, genellikle ince ve orantılı bir vücuda sahip olanları işaret eder.

Birçok kadın, bu estetik baskıları hem aile içinde hem de sosyal çevrede hisseder. Medya, reklâm ve ünlüler üzerinden sunulan ideal beden ölçülerinin oluşturduğu baskı, kadınların kendilerine olan güvenlerini sarsabilir. Kadınların fazla kilolu oldukları zaman daha fazla dışlanma ve sosyal olarak "görünmeyen" olma gibi deneyimler yaşaması yaygındır.

Kadınların empatik bakış açıları, bu deneyimleri anlayışla karşılamak ve bedene dair algıların toplumsal yapılarla nasıl şekillendiğini sorgulamak üzerine yoğunlaşır. Kadınlar, genellikle bu baskılar karşısında daha duyarlı ve çevresel faktörlere daha çok odaklanan bireylerdir. Ancak bu durum, her zaman geçerli bir genelleme değildir. Örneğin, farklı kültürlerde, kadınlar için ideal beden anlayışları da değişkenlik gösterebilir.

Erkekler ve Bedene Yönelik Çözüm Arayışları

Erkeklerin bedenleri üzerindeki toplumsal baskılar daha çok güç, başarı ve dayanıklılıkla ilişkilidir. Batı'da özellikle sporcu figürleri, erkeklerin ideal bedeni olarak kabul edilirken, bu beden anlayışı şişmanlıkla doğrudan çelişir. Fazla kilolu erkekler de, genellikle fiziksel güç ve dayanıklılıkla ilişkilendirilen toplum normlarına uymadıkları için dışlanma riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Erkekler, genellikle bedensel değişim ve fitness konusunda daha çözüm odaklı yaklaşırlar.

Erkeklerin bedenleri hakkında yapılan tartışmalarda, genellikle çözüm odaklı bir yaklaşım öne çıkar. Spor salonlarına gidip kas yapmak, diyet yapmak veya fiziksel olarak "ideal" hale gelmek erkeklerin karşılaştığı toplumsal baskılara verdiği tepkilerdir. Birçok erkek, "güçlü" olmak ve toplumsal beklentilere uymak için fiziksel olarak daha fit olmaya çalışır. Ancak, bu çözüm odaklı yaklaşım bazen sağlıksız vücut imgeleri yaratabilir.

Irk ve Sınıf: Bedeni Belirleyen Diğer Faktörler

Fazla kilolu olmanın anlamı, yalnızca cinsiyetle değil, aynı zamanda ırk ve sınıf gibi diğer faktörlerle de şekillenir. 1980'lerin sonunda yapılan bir araştırma, zengin sınıf ve beyaz ırk arasında ince olmanın daha yaygın bir norm olduğunu, düşük gelirli topluluklar ve siyahlar arasında ise fazla kilolu olmanın daha yaygın bir olgu olduğunu göstermiştir. Bunun birkaç nedeni vardır:
1. Sınıfsal Farklılıklar: Düşük gelirli bireyler için sağlıklı yiyeceklere erişim sınırlı olabilir. Fast food ve işlenmiş gıdaların daha ucuz ve ulaşılabilir olması, bu toplumlarda aşırı kilolu olma oranını artırabilir.
2. Irksal Farklılıklar: Siyah topluluklar gibi bazı gruplarda, dolgun vücut hatları bazen zenginlik ve refah simgesi olarak kabul edilir. Ancak, bu da aynı zamanda dışlanma ve ayrımcılıkla bağlantılı olabilir.

Bu durum, kilolu olmanın sadece bireysel bir tercih değil, toplumsal yapılar ve ekonomik fırsatlar tarafından şekillendirilen bir durum olduğunu gösterir. Yani, fazla kilolu olmak sadece kişinin tüketim alışkanlıklarıyla ilgili değil, aynı zamanda sınıfsal ve ırksal faktörlerle de yakından ilgilidir.

Sonuç: Bedene Dair Toplumsal Algılar ve Gelecekteki Dönüşüm

Aşırı şişman olmak, sadece bir fiziksel durum değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir meseledir. Kadınlar ve erkekler için bedene yüklenen anlamlar farklıdır, ancak her iki cinsiyet de toplumsal yapılarla şekillenen bu baskıları farklı şekillerde deneyimler. ırk, sınıf ve diğer toplumsal faktörler de bu algıları etkileyebilir. Sonuç olarak, fazla kilolu olmanın anlamı, sadece bireysel bir mesele değil, toplumun sosyal normları ve ekonomik yapılarıyla doğrudan ilişkilidir.

Hepimizin bu konuda farklı deneyimleri olabilir, ancak önemli olan bu baskıların farkında olmak ve toplumsal yapıları sorgulamaktır. Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Toplumun bedenime yüklediği anlamları sorguladım mı? Bu algıları değiştirebilir miyiz?”